İzmir depreminin 5'inci yılında İMO'dan kritik uyarı 300-400 bin bina öncelikle güçlendirilme gündeme geldi (İnşaat sektöründe Günlendirme işi yapan firmalar için oluşabilecek bir pazar)
GÜÇLENDİRME POLİTİKALARI DA SİSTEMATİK HALE GELMELİ
Yapı üretim sürecinde yetkin mühendislik uygulamaları güvence altına alınmalıdır.
Şantiye şefliği düzenlemesinin yürürlüğe girmesi yıllardır erteleniyor.
Her erteleme, bir sonraki afette ödenecek yeni bir bedel anlamına geliyor.
Yapı denetiminin kamusal bir görev olduğu kabul edilmeli, sistem bu bakışla yeniden kurgulanmalıdır.
Yapı denetimde görevli inşaat mühendislerinin mesleki bilgi birikimlerinin güncel olması adına sürekli meslek içi eğitim programları hayata geçirilmelidir.
Kentlerin mevcut durumunu ortaya koyacak Yapı Stoku Envanteri tamamlanmalı; sadece dönüşüm değil, güçlendirme politikaları da sistematik hale getirilmelidir.
Vatandaş yaşam hakkı için piyasa koşullarına mahkûm edilmemeli, devlet destekli finansal mekanizmalar hayata geçirilmelidir.
BAŞARI SIRASI 50 BİN’E ÇEKİLMELİDİR
Depreme dayanıklı kentlerin ilk adımı, nitelikli mühendislik eğitimidir.
Üniversiteler, bilimsel, teknik ve etik açıdan güçlü mezunlar yetiştirmekle sorumludur.
Laboratuvarı, altyapısı, akademik kadrosu yetersiz bölümler kapatılmalı, fakülte kapasiteleri gözden geçirmelidir.
Ayrıca yıllardır dile getirdiğimiz gibi, inşaat mühendisliği bölümlerine girişte uygulanan 300.000 başarı sırası şartı vakit kaybetmeden 50.000’e çekilmelidir.
Can güvenliğini doğrudan etkileyen bir meslek, asgari nitelik gözetilmeden sürdürülemez.
Eğitimin niteliği düşerse, binaların güvenliği de azalır.
Bu konuda yükseköğretim kurumlarına ve Yükseköğretim Kurulu’na çağrımız nettir:
Yetkin mühendislik, nitelikli eğitimle başlar.
“HER PROJEDE SAHADA TAM ZAMANLI MÜHENDİS OLMALI”
Toplumun bize duyduğu güven, bizim mühendisliğe gösterdiğimiz özenle ölçülür.
Her bir meslektaşımız, imzasının sadece bir binanın inşaası için değil, yaşamın güvenliği için atıldığını unutmamalıdır.
Etik değerlere, mesleki denetime, teknik yeterliliğe sıkı sıkıya bağlı kalmak;
yetkinliği sürekli geliştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur.
Odamızın “Her Şantiyeye Bir Şef” kampanyasında da vurguladığı gibi, her projede sahada tam zamanlı mühendis varlığı hayat kurtarır.
Bu çağrımızı yineliyoruz: Mühendislik bir imza değil, bir sorumluluktur.