İnşaat sektöründe 87 bin 100 şirket tarih oldu

Maliyetler kontrolden çıktı, yüksek faiz nedeniyle kredi kullanılamıyor, birinci el konutlara talep düşük... İnşaat sektörü tarihinin en zorlu dönemini yaşarken, müteahhitler sektörden birer birer çekiliyor. 2025 yılının ilk 6 ayında en çok şirket kapanışı görülen sektör yine inşaat oldu.

2025 yılının ilk yarısında Türkiye genelinde bina inşaatı yapan toplam bin 652 şirket faaliyetini durdurdu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerinden yaptığı hesaplamaya göre, kapanan bu firmaların 862’si şahıs şirketi, 691’i limited ve 99’u anonim şirket statüsünde yer alıyor. Sadece son altı ayda yaşanan bu tablo, inşaat sektöründeki derin krizi gözler önüne seriyor.

Konut ve diğer binaların inşasında faaliyet gösteren müteahhitlik firmaları, son bir yılda kapanan sektörler arasında ilk sırada yer aldı. Verilerin açıklanmaya başlandığı Ocak 2010’dan Haziran 2025’e kadar geçen sürede ise toplamda 87 bin 104 inşaat şirketi kapandı.

YÜKSEK FAİZ ETKİSİ
İnşaat sektörüne girişin kolay olması, çok sayıda sermayesiz ve deneyimsiz firmanın pazara girmesine yol açtı. Bu firmaların çoğu kriz anlarında ayakta kalacak finansal ve teknik yeterliliğe sahip değil. Artan faiz oranları ve bankaların temkinli kredi politikaları nedeniyle şirketler yatırım için finansman bulamıyor. Nakit akışını yönetemeyen çok sayıda firma iflas ediyor ya da faaliyetini sonlandırmak zorunda kalıyor.

MALİYETLER ARTIYOR
Çimento, demir ve beton gibi temel malzemelere gelen zamlar, inşaat firmalarının kar marjını sıfırladı. Dövize bağlı girdi maliyetleri ve işçilik ücretlerindeki artışlar da küçük ve orta ölçekli firmalar için sürdürülebilirliği zorlaştırdı.

Kamunun inşaat ihaleleri, genellikle belirli büyük firmalara yönlendirilirken, küçük müteahhitlerin bu pastadan pay alması zorlaşıyor. Özellikle TOKİ ve kamuya ait büyük projelerin belirli gruplarca yürütülmesi, piyasadaki rekabeti olumsuz etkiliyor.

Sektör temsilcileri, bu kapanma dalgasının daha büyük bir ekonomik daralmayı tetikleyebileceğine dikkat çekerken, inşaat sektöründe yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğu görüşünde birleşiyor. Özellikle finansmana erişim, maliyet denetimi ve konut talebini artıracak yeni teşviklerin devreye alınması, sektörün yeniden nefes alması açısından hayati görülüyor.