ihale sözleşmesinden kaynaklanan tüm sorumluluklarını yerine getirmediğinden dolayı teminat mektuplarının talep etmek hakkı bulunmadığını, teminat mektubunun iadesi için ön koşul olan davacı şirketin teşekküllerine herhangi bir borcunun olmaması ve işçilik alacaklarının ödenmesi şartı gerçekleştirmediğinden ve davacı firma sözleşmeden kaynaklı tüm sorumluluklarını yerine getirmediğinden teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluşmadığını, yüklenici firma bünyesinde çalışma sürelerine isabet edecek rücu edilmesi gereken ve gerekecek kıdem tazminatı tutarları EYT dolayısı ile ayrılan ve halen devam eden rücu belgelerine göre toplamda 12.000.000,00 TL'nin üzerinde bir tutarda teşekküllerine alacak doğurduğunu, bu kapsamda 8.214.488,55-TL tutarlı teminat mektuplarının işçilik alacaklarını karşılamadığını, HMK'nın İhtiyati Tedbirde Teminat Gösterilmesi başlıklı 392. Maddesinde ihtiyati tedbir talep eden tarafın haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşı teminat göstermek zorundadır

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
45. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2025/322
KARAR NO: 2025/254
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2024/982
ARA KARAR TARİHİ: 26/12/2024
DAVA TÜRÜ: Banka Teminat Mektubunun İadesi
DAVA TARİHİ: 06/12/2024
KARAR TARİHİ: 05/03/2025
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353 ncü maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen 11.03.2021 Tarihli Özel Güvenlik Hizmet Alımı Sözleşmesi kapsamında müvekkili şirketin taşeron olarak davalı şirkete hizmet verdiğini, davalının müvekkili şirketten iş bu sözleşmeye ilişkin hizmet alımı akabinde sözleşmede belirtilen koşullarda doğabilecek zarar ve giderlere ilişkin teminat mektupları aldığını, davalı kurumca hizmetin sonlanmasına rağmen teminat mektuplarının hukuka aykırı olarak iade edilmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede de belirtildiği üzere Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan yazı ile müvekkilinin borcu olmadığı tespit edildiğini, Borçlar Kanunu uyarınca müteselsil sorumluluk ilkesi çerçevesinde müvekkil şirket davalı bünyesinde çalışan işçilere karşı ancak yarı yarıya sorumlu olacağını, davalının ilettiği hesap uyarınca müvekkilin ancak 519.412,50 TL üzerinden bir sorumluluğu bulunmasına rağmen müvekkilin tüm teminat mektupları iade etmediğini, henüz bir zarar doğmadan, yüklenicinin borç ödemediğinin tespit edilmeden teminat mektuplarının iade edilmemesi ve para çevrilmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketçe, mükerrer olarak ve belirsiz alacak kalemlerini dahi kat ve kat aşacak miktardaki teminat mektupları haksız yere iade edilmediğini, müvekkili şirketçe davalının iddia ettiği alacak iddialarına ilişkin olarak ... Bankası 08.02.2023 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 1.410.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı üzerinde bırakılmasına muvafakat edildiğini, bu nedenle davalı yanın henüz doğmamış bir zararı olacak ise dahi bu iadesini talep etmedikleri 1.410.000,00 TL bedelli teminat mektubu ile teminat altına alındığını belirterek davanın kabulü ile, teminat mektuplarının iadesini davalı tarafından teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı şirketin ihale sözleşmesinden kaynaklanan tüm sorumluluklarını yerine getirmediğinden teminat mektuplarını talep etmek hakkının bulunmadığını, Yargıtay'ın Yerleşik İçtihatlarına göre teminat mektubunun iadesi için sadece SGK'dan alınacak ilişiksiz belgesinin sunulması yeterli olmayıp yüklenici davacı tarafından işçilere işçi alacaklarının da ödenmesi gerektiğini, teminat mektubunun iadesi için ön koşul olan davacı şirketin teşekküllerine herhangi bir borcunun olmaması ve işçilik alacaklarının ödenmesi şartı gerçekleştirmediğinden ve davacı firma sözleşmeden kaynaklı tüm sorumluluklarını yerine getirmediğinden teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluşmadığını, yüklenici firma bünyesinde çalışma sürelerine isabet edecek rücu edilmesi gereken ve gerekecek kıdem tazminatı tutarları EYT dolayısı ile ayrılan ve halen devam eden rücu belgelerine göre toplamda 12.000.000,00 TL'nin üzerinde bir tutarda teşekküllerine alacak doğurduğunu, bu kapsamda 8.214.488,55-TL tutarlı teminat mektuplarının işçilik alacaklarını karşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince 11.12.2024 tarihli tensip tutanağı 16 numaralı ara kararı ile Davacı tarafın tedbir talebinin 26/12/2024 tarih, saat 10.15'te duruşmalı olarak değerlendirilmesine dair karar verildiği, duruşmaya katılan davacı vekilinin beyanın alınmasının ardından:" Davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ İLE, Dava konusu olan; ... Bankası 08.03.2021 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli .. mektup nolu 1.152.000 TL bedelli, ... Bankası 28.07.2022 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 794.000 TL bedelli, ... Bankası 28.07.2022 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 19.000 TL bedelli, ... 11.08.2024 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ...09 mektup nolu 806.239 TL bedelli, ... 16.01.2024 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 4.950 TL bedelli, ... 24.01.2024 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 525.000 TL bedelli, ... 20.12.2021 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 3.300 TL bedelli, ... 16.02.2022 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli (01.07.2024 tarihinden uzatılan) ... mektup nolu 55.000 TL bedelli, ... 21.07.2022 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 1.020.000 TL bedelli, ... 09.03.2021 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli (01.07.2024 tarihinden uzatılan) ... mektup nolu 65.000 TL bedelli, ... Bankası 08.03.2021 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 2.000.000 TL bedelli, ... Bank 09.03.2021 veriliş tarihli 31.12.2024 vade tarihli ... mektup nolu 360.000 TL bedelli Teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi yönünde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine, takdiren teminat alınmasına yer olmadığına, 2-İlgili bankalara işbu kararın bir örneğinin gönderilerek verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince işlem yapılmasının istenilmesine," dair karar verilmiş, davacı vekilinin 27.12.2024 tarihli dilekçesi üzerine aynı tarihli dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu verilen ara karar ile de mektup numarası basit hata ile sehven yanlış yazılan mektup numarası bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın esasına ve ihtiyati tedbir kararına ilişkin beyanları dinlenilmeden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, 26.12.2024 celse tarihli duruşmaya e-duruşma sistemi üzerinden bağlanma talebinde bulunulmasına rağmen teknik sebeplerden dolayı bağlantı sağlanamadığını, tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunluluğu bulunduğunu, davacı şirket ihale sözleşmesinden kaynaklanan tüm sorumluluklarını yerine getirmediğinden dolayı teminat mektuplarının talep etmek hakkı bulunmadığını, teminat mektubunun iadesi için ön koşul olan davacı şirketin teşekküllerine herhangi bir borcunun olmaması ve işçilik alacaklarının ödenmesi şartı gerçekleştirmediğinden ve davacı firma sözleşmeden kaynaklı tüm sorumluluklarını yerine getirmediğinden teminat mektuplarının iadesi koşullarının oluşmadığını, yüklenici firma bünyesinde çalışma sürelerine isabet edecek rücu edilmesi gereken ve gerekecek kıdem tazminatı tutarları EYT dolayısı ile ayrılan ve halen devam eden rücu belgelerine göre toplamda 12.000.000,00 TL'nin üzerinde bir tutarda teşekküllerine alacak doğurduğunu, bu kapsamda 8.214.488,55-TL tutarlı teminat mektuplarının işçilik alacaklarını karşılamadığını, HMK'nın İhtiyati Tedbirde Teminat Gösterilmesi başlıklı 392. Maddesinde ihtiyati tedbir talep eden tarafın haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşı teminat göstermek zorundadır olmasına rağmen Mahkeme tarafından yasa hükmüne aykırı olarak teminatsız tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğunu, bu durumun kamu zararına sebebiyet vereceğini teminat takdir edilmemesinin de hatalı olduğunu belirterek, ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında inceleme; 6100 sayılı Kanunun 341 nci maddesi uyarınca istinaf kanun yolu açık olan davadaki yasal şartları taşıyan istinaf incelemesi, 6100 sayılı Kanunun 355 nci maddesi uyarınca resen gözetilen kamu düzenine aykırılık halleri dışında, taraflarca yargılama aşamasında ileri sürülen iddia ve savunma kapsamında kalan ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava, hizmet sözleşmesi kaynaklı teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı Kanunun İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar başlıklı 341 inci maddesinin birinci fıkrası:"İlk derece mahkemelerinin aşağıdaki kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabilir: a) Nihai kararlar. b) İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlar." 6100 sayılı Kanunun İhtiyati tedbir kararına karşı itiraz başlıklı 394 üncü maddesinin birinci fıkrası ise:"Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz." şeklindedir. İlk Derece Mahkemesince 26/12/2024 tarihli celsede verilen ihtiyati tedbir kararı karşı taraf olan davalı vekilinin elektronik duruşmaya teknik sebeple bağlanamaması nedeniyle davalı tarafın yokluğunda verilmiştir. Bu durumda karşı tarafın yüzüne karşı verilmeyen ihtiyati tedbir kararı 6100 sayılı Kanunun 341 inci maddesinin birinci fıkrası (b) bendi uyarınca istinafa tabi olmayıp 6100 sayılı Kanunun 394 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarıca itiraza tabi kararlardandır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 352 nci maddesinin birinci fıkrası (ç) bendi uyarınca usulden reddi ile davalı vekilinin sunmuş olduğu dilekçenin ilk derece mahkemesince itiraz dilekçesi olarak değerlendirilerek gerekli usuli işlemlerin yapılmasına dair karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanunun 352/1.ç maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin sunmuş olduğu dilekçenin ilk derece mahkemesince itiraz dilekçesi olarak değerlendirilerek gerekli usuli işlemlerin yapılmasına, 3-Davalı tarafından yatırılan 1.683,10 TL başvurma harcının ve 615,40 TL karar harcının istinaf incelemesi yapılmadığından talebi halinde ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 5-Yatırılan gider avansından kalan kısmın alacaklılara karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince iade edilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1.f bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/03/2025