İhale Kanununa tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları" binde 5,69 oranındaki karar damga vergisinin, sözleşme imzalansın veya imzalanmasın lehine karar alınan firmalar tarafından Kuruma veya ilgili vergi dairelerine yatırması gerektiği

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 27. HUKUK DAİRESİ
Esas No: 2022/103 - Karar No:2023/1095
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
27. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/103
KARAR NO : 2023/1095

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2021
NUMARASI : 2018/395 E-2021/9 K

DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALILAR :
DAVANIN KONUSU : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)

KARAR TARİHİ :01.11.2023
KARAR YAZIM TARİHİ :01.11.2023
Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin davada mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan incelemede;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili; Müvekkili tarafından "Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralanması İşi" kapsamında firmalardan alınan teklifler doğrultusunda, teklif değerlendirme komisyonu tarafından en ekonomik tekliflerin belirlendiği ve davalı firma lehine komisyon kararı alındığı, söz konusu karar doğrultusunda firmaların sözleşmeye davet edildiğini, ancak sözleşmeye davet edilen davalı iş ortaklığının sözleşme imzalamaya gelmediğini ve İdari Şartname gereği ikinci ve üçüncü (varsa) sıradaki teklif sahipleri de bu firmaların vermiş olduğu teklif bedelini kabul etmemesi nedeniyle sözleşme imzalanamadığını, Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliğin (I) sayılı Tablo Karar ve Mazbatalar bölümünde belirtilen "İhale Kanununa tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları" binde 5,69 oranındaki karar damga vergisinin, sözleşme imzalansın veya imzalanmasın lehine karar alınan firmalar tarafından Kuruma veya ilgili vergi dairelerine yatırması gerektiğini, bu kapsamda, sözleşme imzalamaya gelmemesi nedeniyle sözleşmesi imzalanamayan Batman/Beşiri ve Mardin/Ortaköy için karar damga vergisinin davalı iş ortaklığının yatırılmasının istendiğini, davalının yazılı itirazda bulunduğunu ve ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili kurum tarafından ödenen 199.896,53 TL'nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... …A.Ş vekili: Müvekkili şirket tarafından dava konusu ihaleye verilmiş herhangi bir teklif bulunmadığını, müvekkilinin davacı kurum nezdinde bazı ihalelere teklifler sunduğunu ve gelen davet mektubunun farklı bir ihale ile karıştırılarak beyanda bulunduklarını, dava tarihi ve bilirkişi raporu sonrasında yaptıkları incelemede müvekkili şirket yetkilisinin teklif tarihi olarak belirtilen tarihte İstanbul'da olduğunu ve söz konusu Mardin/Ortaköy ve Batman/Beşiri depo kiralama işinin ihale ve teklif mektubuyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını, davacı yanca yapılan usulsüzlükler neticesinde müvekkili şirketçe verilmiş bir teklif olmamasına, üçüncü şahıslar tarafından verilmiş gerçek dışı bir belgeyle ihalenin şirket üzerine bırakıldığını sonrasında da işbu davanın açıldığını, bilirkişi raporuna dayanak yapılmış olan teklif mektubundaki imzaya itiraz ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...…Ltd.Şti. davaya cevap vermemiş, bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde ihale sürecinin usulüne uygun olmadığını, hiç bir şirketten teminat alınmadığını, sözleşmede imzalanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince: Davanın, davacı tarafından Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralama İşi kapsamında çıkılan ihalenin davalıların oluşturduğu adi ortaklık üzerinde kalmış olmasına rağmen sözleşme imzalanmadığından bahisle damga vergisi ve pişmanlık zammının davacıya ödenmesi istemine ilişkin olduğu, tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında nitelikli hesap bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda özetle, davacı tarafından Uzun Süreli Hububat Depolan Kiralanması İşi kapsamında çıkarılan ihaleye davalıların teklif verdiği, davalılar lehine komisyon kararı alındığının tespit edildiği, ancak davalıların sözleşme imzalamaya yöntemince davet edilip edilmediklerini tespit bakımından davacı yanca 05.01.2017 tarihinde onaylanan komisyon kararının davalıya hangi tarihte ulaştığı bilinmediği gibi ihale sonucunun bütün isteklilere bildirilip bildirilmediği, bildirilmiş ise hangi tarihte bildirildiği hususuna dair de dosya içeriğinde bir kayda rastlanılmadığı, bu nedenle sözleşme davetinin yöntemine uygun şekilde yapılıp yapılmadığının denetlenemediği, davacının damga vergisi ve pişmanlık zammı alacağına hak kazanıp kazanmadığı husususun tespiti bakımından dosyaya ihale sonucunun tüm isteklilere bildirildiğine dair kayıtların sunulması gerektiği düşünülmekle ilgili kayıt ve belgelerin celbi ile değerlendirme yapılabileceği görüşünün bildirildiği, istenilen belgelerin dosyaya kazandırıldığı, aynı bilirkişiden yeniden alınan ek raporda özetle, davacı idarece gerçekleştirilen Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralanması İşine ilişkin ihalenin Batman- Beşiri ve Mardin-Ortaköy depo yeri bakımından en düşük teklif sahibi firmanın davalılar ...-... İş Ortaklığı uhdesinde kaldığı, davalıların usulünce sözleşme imzalamaya davet edildiği ancak davalılarca sözleşmenin imzalanmadığı, ihtilafa konu damga vergisi tutarının sözleşmenin imzalanması ile değil komisyon kararının alınması ile doğduğu bu itibarla ihale kararından doğan toplam damga vergisi tutarının 177.528,00 TL olabileceği, mahkemece pişmanlık zammının davalılardan talep edilebileceği kanaatine varılması halinde 22.368,53 TL olarak hesaplandığı görüş ve kanaatına varıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı tarafından Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralama İşi kapsamında çıkılan ihaleye davalıların teklif verip vermediği, teklif verdiler ise davalılar lehine komisyon kararı alınıp alınmadığı, davalıların sözleşme imzalamaya yöntemince davet edilip edilmedikleri, davacının damga vergisi ve pişmanlık zammı alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususlarına ilişkin olduğu, tüm dosyanın incelenmesinde davacı tarafından Uzun Süreli Hububat Depoları Kiralama İşi kapsamında çıkılan ihaleye davalıların teklif verdiği davalılar lehine komisyon kararı alındığının anlaşıldığı, davalılar ihaleye teklif vermedikleri iddiasında bulunmuşlar ise de 11.11.2016 tarihli teklif mektuplarının sunulduğu komisyon kararlarının onaylanmasının ardından davalıların sözleşmeyi imzalamaya yönelik faks teyitlerinin alındığının anlaşıldığı, davalı ... ... A.Ş vekili aynı zamanda imza itirazında da bulunmuş olup dosya kapsamında davalı adına ihale başvurusu sırasında davalıya izafeten atılan birden çok imza bulunmakta olup, davalı yan teklif mektubundaki imzaya yönelik inkarda bulunduğunu iddia edip diğer imzalar yönünden iddiasını somutlaştırmadığı, bu nedenlerle davalıların bu yöndeki itirazlarına itibar edilmediği, 4734 sayılı yasanın 22. maddesi ve yine 44 seri nolu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği 5. maddesi hükümleri uyarınca ihale komisyonu kurularak harcama yetkilisince onaylanmış ihale kararlarının damga vergisine tabi olacağının anlaşıldığı, somut uyuşmazlıkta da ihale komisyonu kurulduğu ve harcama yetkilisince de onaylandığı, buna göre davaya konu edilen teklif tutarına göre 177.528,00 TL damga vergisi alacağının doğduğunun kabulünün gerektiği, davacı yan pişmanlık zammı da talep etmekte olup dosya kapsamından davacının 10 ay gecikmeli olarak vergiyi beyan etmesi nedeniyle pişmanlık zammı ödemek zorunda kalmış olup davacının kendi kusurundan kaynaklı gecikmeden davalıların sorumlu tutulamayacağı kanaatına varıldığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 177.528,00 TL'nin 30/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsil olarak alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Müvekkili kurum tarafından ödenen pişmanlık zammı yönünden davanın reddine dair kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili kurumca uzun süreli hububat depolanması işi kapsamında düzenlenen ihale kapsamında en ekonomik teklifi vermeleri nedeniyle davalılar lehine ihale komisyonunca komisyon kararı alındığını, şirketlerin ihale kararı gereği sözleşme imzalamaya davet edildiğini, ancak davalıların sözleşmenin imzalanmasına gelmediklerini, damga vergisi genel tebliğinin 1 sayılı tablo karar ve mazbatalar bölümünde belirtilen ihale kanununa tabi olan veya olmayan resmi daire ve kamu tüzel kişiliğini haiz kurumların her türlü ihale kararları binde 5,69 oranında karar damga vergisine tabi olup sözleşme imzalansın veya imzalanmasın ihale karar damga vergisinin tahakkuk ettiğini, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununa göre düzenlenmiş olan ve dosyada mevcut ihale şartnamelerinden de görüleceği üzere davaya konu ihalenin karar damga vergisinden, lehine ihale kararı verilmiş olan davalı şirketlerin sorumlu olduğunu, zira anılan şartnamenin 4/2, 22/1, 24/1, 25/1, 26/1, 30/3 maddeleri hükümleri açık olup anılan hükümlerle davalı şirketlerin ihale şartnameleri ile tüm vergi, resim ve harçlardan sorumlu olduklarını kabul ettiklerini, bu bağlamda davalı şirketlerin ihale karar damga vergisinden sorumlu oldukları, dolayısıyla sorumlu oldukları damga vergisini zamanında ödememeleri nedeniyle davalı şirketlerin kusurlu oldukları da göz önünde alındığında, müvekkili kurumun mahkeme kararına gerekçe gösterildiği gibi bir beyanname sunması zorunluluğunun bulunmadığını, bu sebeple de müvekkili kuruma atfedilebilecek hiçbir kusur bulunmadığı halde istinaf talebine konu kararla pişmanlık zammı yönünden davanın reddine karar verilmesinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, kaldı ki rücuen tahsili talep edilen pişmanlık zammının ihale karar damga vergisinin fer'isi niteliğinde olduğunu, mahkemece vergiye ilişkin asıl alacağın rücuen tahsiline karar verilmişken bu verginin fer'isi niteliğindeki pişmanlık zammı yönünden davanın reddine karar verilmesinin çelişki yarattığını, sorumlu olan davalı şirketlerin damga vergisini ödememeleri ile müvekkili kurumun bu vergiyi ödemek zorunda kalması ve bu nedenle de ödemenin geç yapılması arasındaki nedensellik bağı da göz önüne alındığında kurumun ödediği pişmanlık zammından da davalı şirketlerin sorumlu olduğunu, kaldı ki 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 3/2 maddesinde "Resmi dairelerle kişiler arasındaki işlemlere ait kağıtların Damga Vergisini kişiler öder" hükmünün de davalı şirketlerin sorumluluğunu belirtmekte olduğunu ve yine pişmanlık zammı da bu alacağa bağlı olduğundan ihale karar damga vergisinde olduğu gibi pişmanlık zammı hakkında da davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkeme kararının damga vergisi yönünden haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin imzalarını inkar ettiği teklif mektubu ve belgeler üzerinde bulunan imzaların müvekkiline ait olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirket adına davacı kurum nezdinde düzenlenmiş bazı ihalelere teklif sunulmuş olduğundan davet mektubu ilk etapta diğer teklif sunulan ihaleler ile karıştırılarak, davet mektubuna sehven beyanda bulunulmuşsa da, akabinde yapılmış olan araştırma neticesinde dava konusu edilen ihaleleye ilişkin herhangi bir teklif sunulmadığı ve bu ihaleye ilişkin hiçbir belgede de müvekkili şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığının tespit edildiğini, kaldı ki teklif tarihi olarak belirtilen tarihte müvekkili şirket yetkilisinin İstanbul’da olduğunu ve mezkur ihale, teklif mektubu ve teklif mektubunun üzerinde yer alan imza ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin ihaleye katılmadığını, herhangi bir şekilde teklif mektubu vermemiş olduğu gibi, idari şartnameden de haberdar olmadığını, teklif belgesi üzerindeki imzaya itiraz edilmiş bulunmasına rağmen, imza incelemesi yapılmadan hesaplama yapılmış olmasının açıkça hukuka aykırı olduğunu, dosya kapsamındaki tüm dilekçelerde bulunan imza itirazının özü itibariyle müvekkiline izafe edilen tüm belgelerde bulunan imzalara olan itirazı kapsamaya yeter ve ihtilaf bağlamında davanın özüne-esasına yönelik bir itiraz olduğunu, buna rağmen kararın delil değerlendirme ve hukuki nitelendirme bölümünde somutlaştırılmadığından itiraza itibar edilmediğinin belirtildiğini, imzaya itirazın mahiyeti gereği somutlaştırılması beklenebilecek bir müessese olmayıp böylesi bir somutlaştırma yükümlülüğünün müvekkiline yöneltilebilecek bir külfet olmadığını, müvekkilinin imzaya itirazının genel olup tüm belgelere itiraz etmesinin yeterli olduğunu, itiraz üzerine somutlaştırma yapmanın ve davayı aydınlatmanın imza incelemesi için bilirkişiye göndermek ve rapor almak suretiyle mahkemenin görevi olduğunu, itirazlarının tüm belgelerdeki imzaları kapsamakla birlikte, kaldı ki tek bir belge altında bulunan imzaya itiraz edilmiş olsa idi bile, bir mahkemenin adil yargılanma hakkını tesis edebilmesi için tek bir belge altında bulunan imzaya yapılan tek bir itirazda dahi imza incelemesini yapması gerektiğini, imza incelemesi yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, imzaya itirazlarının dava konusunun özünü, ihtilafın esasını oluşturduğunu, usulüne uygun bir ihale ve çağrı usulü olmadan, teklif verdiğinden haberi olmayan müvekkiline damga vergisinin yüklenemeyeceğini, Kamu İhale Kanunun hiçbir maddesinde müvekkili şirkete yüklenebilecek ihale geçerlilik koşul ve şartlarının olmadığını, müvekkili şirketin konu itibariyle uzun süreli hububat depoları kiralama işiyle ilgilenebilecek mahiyet bulunmadığını, mahkemenin gerekçesini Kamu İhale Kanununu 22.maddeye dayandırmış ise de bu madde metninde müvekkiline uyan bir yönün bulunmadığını, ihale komisyonu hukuka uyar oluşturulmadığından sonraki işlemlerin geçerli olamayacağını, mahkemenin bu konudaki gerekçesinin hukuki olmadığını, idare hukuku konusunda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekirken borçlar hukuku uzmanından rapor alınmasının eksik ve hatalı sonuçlara sebebiyet verdiğini, bilirkişi raporuna itirazlarının nazara alınmadığını, bilirkişi raporundan sonra davacının yeni delil ikamesinde bulunduğunu, muvafakat edilmediği halde dilekçeler teatisinden sonraki yeni delillerin kararda esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu, davacının damga vergisi ve gecikme zammı talep edebilmek için, usulüne uygun bir ihale yapmış olduğunu ve sözleşme imzalamaya daveti de usulüne uygun bir çağrı yöntemi ile yerine getirdiğini ispat etmesi gerektiğini, davacı kurumun dava dilekçesinde iddialarını ispatlamaya yeterli delil bildirmediğini, dosyaya ibraz etmediğini, bu nedenle de davacının iddiasını ispatlayamadığının kabul edilmesi gerektiğini, davacının delil olarak dayanmasına muvafakat edilmeyen deliller değerlendirilmek suretiyle yapılan hesaplamaya da bu nedenle itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkili şirketin kusurlu olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılmadığını, ihale karar pulunun dayanağının 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu olduğunu, bu kanunda kağıtlardan damga vergisi alınacağı ifade edildikten sonra, hangi kağıtlardan damga vergisi alınacağı da ekli 1 sayılı cetvelde hüküm altına alındığını, hükümde ihalenin yüklenicinin kusuru olmaksızın iptal edilmesi halinde hükmünden faydalanılmayan kısmının iade edileceğinin ifade edildiğini, yani yüklenici kusuru ile sözleşme imza edilmemiş ise, ihale karar pulunun alınması gerektiğini, ihale başvurusu müvekkili şirket yetkilisi tarafından yapılmamış ise de, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, aksinin kabul halinde dahi, sözleşmenin imzalanmamasında müvekkili şirketin kusuru olduğunun ispatlanması ve bilirkişi tarafından bu hususun da değerlendirilmesi gerekirken, eksik değerlendirme içeren rapora dayanılarak kurulan hükme bu açıdan da itiraz ettiklerini, teklif belgesinde ve diğer belgelerde bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, ihalenin usulsüz olduğunu, müvekkilinin teminat yatırmadığını, müvekkilinin idari şartnameden dahi haberdar olmadığını, davacının sözleşme imzalama davetinin de usulüne uygun bir çağrı yöntemi ile yerine getirilmediğini, bu halde davacının damga vergisi talep edemeyeceğini, eksik inceleme ile oluşturulan raporun hükme elverişli olmadığını belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...…Ltd.Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle: Damga vergisi tahakkukunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirkete herhangi bir faks teyidi ulaşmadığını, dosya içeriğinde de buna ilişkin bir delil bulunmadığını, mahkeme kararında 4734 sayılı yasanın 22. maddesi ve yine 44 seri nolu Damga Vergisi Kanunu Genel Tebliği 5. maddesi hükümlerine dayanıldığını, müvekkili şirketin kusuru olmaksızın tamamen davacı kurum tarafından yapılan hata ve eksikler yüzünden oluşmuş bir sonucun müvekkiline yükletilemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kurumun vergi tahakkukunu da müvekkili şirkete ihbar etmediğini, zira tahakkukun bildirilmesi halinde işbu tahakkuka itiraz hakkının da hak arama hürriyeti kapsamında müvekkilinin hakkı olacağını, yorumlamak suretiyle müvekkili şirket aleyhine tespit yapıldığını, 4734 sayılı Kanunun "doğrudan Temin" başlıklı 22. maddesine göre yapılacak alımlarda, ihale komisyonu kurma ve 10. maddede sayılan yeterlik kurallarını arama zorunluluğu bulunmaksızın, ihale yetkilisince görevlendirilecek kişi veya kişiler tarafından piyasada fiyat araştırması yapılarak ihtiyaçların temin edileceğini, hükmün (e) bendinde "İdarelerin ihtiyacına uygun taşınmaz mal alımı veya kiralanması" denilmek suretiyle doğrudan alım yapıldığının anlaşıldığını, doğrudan alım işinde kanunun son bendindeki hükmün emredici bir hukuk kuralı olduğunu, müvekkilinin de bu hükme göre yapılan piyasa araştırmasına göre irade beyanında bulunmasının kendisini damga vergisinden mesul duruma getirmeyeceğini, zira doğrudan alımlarda olamayan bir usulün, şirketlere dayatılmasının haksız sonuçlar doğuracağının bilindiğini, Kamu İhale Kanunu'nun 1. ve 2.maddelerinin amaç ve kapsam başlığı altında mal ve hizmet alımı ihalelerin usul ve esasını düzenlediğini, madde 2'de Aşağıda belirtilen idarelerin kullanımında bulunan her türlü kaynaktan karşılanan mal veya hizmet alımları ile yapım işlerinin ihaleleri bu Kanun hükümlerine göre yürütülür hükmünün getirildiğini, mahkemenin gerekçesini 22.maddeye dayandırmışsa da bu madde incelendiğinde müvekkili şirkete damga vergisi tahakkukunu gerektirir bir düzenleme olmadığının anlaşılacağını, hukuki muarazanın konusunu damga vergisi olduğunu, Vergi Hukuku alanında uzman bilirkişi heyetine rapor hazırlanması gerekirken, işin esasına ilişkin hususlarda uzmanlığı olmayan bir bilirkişiye rapor hazırlanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarının da usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, işbu sebeplerle de hak arama hürriyetinin ihlal edildiğini, dosya münderecatı incelendiğinde davacı yanın bilirkişi raporundan sonra kimi belgeler ibraz ettiğini, bu durumun usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu belgelere muvafakatleri olmadığı gibi, müvekkili şirkete faks gönderildiğine dair iddianın da gerçeğe aykırı olduğunu, içeriği belli olmayan belgelerin de hükme esas alınmasının mümkün olmadığını, kargo ile gönderildiği iddia edilen belgelerin içeriğinin ispat edilemediğini, müvekkili şirketin davacı kurum ile uzun yıllardır iş yaptığını, süreç içerisinde müvekkili şirkete gönderilen belge var ise bunların içerikleri tartışmalı olup, dava dosyasında kullanılması ticari sırların açıklanması anlamına geleceğinin izahtan vareste olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemenin 2017/831E-2017/767 K sayılı 08.12.2017 tarihli kararında özetle: Dava idari yargının görevine giren dava niteliğinde olduğundan, uyuşmazlık adli yargının görevine girmediğinden, HMK'nun 114/b ve 115/2 maddesi gereğince davada yargı yolunun caiz olmaması dava şartı bulunmadığıdan davanın usulden reddine, davacının idare mahkemesine dava açmakta muhtariyetine karar verilmiş olup karara karşı davacı vekilince istinaf isteminde bulunulmuştur.
Dairemizin 2018/465 E-471 K sayılı 07.05.2018 tarihli kararında özetle: “…Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 16/1.maddesi gereğince, kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar tacir sayılır.(Yargıtay 23HD'nin 2015/1543E-8520K, 28/12/2015 tarihli ilamı) Bu durumda davacı TMO tacir konumundadır.Uyuşmazlık, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine göre düzenlenen davalılar tarafından imzalanmadığı belirtilen sözleşme nedeniyle davacı tarafından ödendiği iddia olunan damga vergisinin istirdadı istemine yönelik olduğundan, adli yargının görev alanında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece işin esasına girilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın usülden reddine kararı verilmesi doğru olmadığı…” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1-a.4 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, mahkemece dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilerek yasal düzenlemelere uygun karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına ve özellikle dosya kapsamı alınan bilirkişi raporu itibariyle davaya konu ihaleye ilişkin davacı tarafça sözleşme imzalamaya yönelik davet yazısının yazılmış olduğu ve 09.01.2017 tarihi itibariyle de faks teyidinin bulunduğunun anlaşılmış olmasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK'nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 Sayılı HMK.'nun 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55 TL harcın davacıdan alınarak Hazine'ye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince davalılar ....A.Ş ve .... Ltd.Şti.' den alınması gereken 12.126,94 TL istinaf karar harcından adı geçen davalılarca peşin ödenen 3.032,70 TL ve 3.032,00 TL olmak üzere toplam 6.064,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.062,24TL harcın davalılar ....A.Ş ve .... Ltd.Şti.' den alınarak Hazine'ye irat kaydına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderleri ile ödedikleri istinaf başvurma harçlarının kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK'nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 01.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan