Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, kültür varlığı olarak tescilli taşınmazların belediye veya il özel idarelerince ihale edilen onarım‑restorasyon işlerinden doğan damga vergisinin iadesi taleplerine ilişkin bölge idare mahkemeleri arasında oluşan karar uyuşmazlığını ele almıştır. Erzurum, İstanbul ve Mersin’de görülen davalarda ortak sorun; söz konusu işlemlerin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda yer alan vergi, resim ve harç muafiyetinden mi yoksa 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun’daki muafiyetten mi yararlanacağı, dolayısıyla damga vergisinin iade edilip edilmeyeceği noktasında toplanmıştır.
Kurul, her iki kanunun da aynı hiyerarşik düzeyde olduğunu ve düzenleme alanları çakıştığında birinin diğerine öncelik tanımasının gerekmeyeceğini vurgulayarak, muafiyetin somut olayın kapsamına hangi hükmün daha uygun düştüğü değerlendirilerek belirlenmesi gerektiğine karar vermiştir. Buna göre, koruma kapsamındaki taşınmazlara ilişkin bu tür ihalelerde ihtirazi kayıtla ödenen damga vergisinin iadesi davalarında, 2863 ve 5366 sayılı kanunlar arasında mutlak bir öncelik sırası bulunmadığından her iki düzenleme birlikte göz önünde bulundurulacak; uyuşmazlık konusu işleme en spesifik düşen hükme göre işlem yapılacaktır. Bu içtihatla, bölge idare mahkemeleri arasındaki karar farklılığı giderilmiş ve karar çoğunlukla kesinleşmiştir.