T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/1421
KARAR NO: 2024/1597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/02/2021
NUMARASI: 2019/561 E. - 2021/125 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2017 yılı zorunlu trafik sigortasının yapılması hizmet alım işi kapsamında hizmet alımına ait sözleşme imzalandığını, davalının farklı firmalardan almış olduğu poliçeler üzerindeki rakamları değiştirerek müvekkili idareye tahrif edilmiş poliçeleri teslim ettiğini, davalının hukuka aykırı olarak elde etmiş olduğu haksız kazançları davacıya iadesi gerektiğini, davalının gerçek poliçelerdeki sigorta primlerinin ortalama %700 oranında arttırarak sahte poliçeler hazırladığını, ... plakalı aracın ... Sigorta AŞ tarafından 5.066,44 TL bedel ile sigortalandığını, davalının ise ... Sigorta AŞ tarafından hazırlanan poliçe üzerinde oynama yaparak sahte evrak hazırladığını, gerçek sigorta poliçesi ile aynı poliçe numarasını taşıyan sahte poliçede ise sigorta primini 19.900,00 TL gösterdiğini, ... plakalı araç için ... Sigorta AŞ tarafından 842,75 TL bedel ile ... poliçe nolu sigorta poliçesi hazırlandığını, davalının ise gerçeğe aykırı olarak hazırlamış olduğunu, aynı poliçe numaralı sahte sigorta poliçesinde sigorta primini 5.700,00 TL olarak belirttiğini, ... plakalı araç için ... Sigorta AŞ tarafından 7.033,61 TL bedel ile ... poliçe nolu sigorta poliçesi hazırlandığını, ancak davalının davacıya sunmuş olduğu gerçek poliçe ile aynı poliçe numaralı sahte poliçede ise sigorta pirimini 17.700,00TL gösterdiğini, davalının sadece poliçelerde yer alan sigorta primlerini değil, ödenmesi gereken vergiler ile trafik fonu ve garanti fonu ücretlerini de gerçek poliçelerdeki miktarlardan fazla gösterdiğini, vergi adı altında tahsil edilen bu bedellerin, vergi dairesine ödenmediğinin de açık olduğunu, acentenin alması gereken bedelin, aracılık ettiği sigorta poliçelerinde belirlenen primin %3 ile %17'si arasında olduğunu, acentenin alacağı ücretin, poliçe bedelinin içinde olduğunu, ayrıca sigorta şirketinden veya sigorta ettirenden tahsil edilmeyeceğini, davalının ise primler üzerinde ve ödenmesi gereken vergi miktarlarını değiştirerek haksız kazanç sağladığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere gerçek poliçelerdeki bedeli aşan 30.537,20 TL'nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, savunmasında özetle; davacı davasındaki iddialarından birisinde dahi haklı olsa, sadece dilekçesinde belirttiği gibi 3 adet poliçe nedeniyle değil, aynı ihaleye dayalı olarak düzenlenen onlarca poliçe için ve hattâ önceki ihalelerdeki düzenlenen poliçeler için de dava açması gerektiğini, davalının, müşterilerin istediği koşullara uygun olan sigorta şirketleri poliçelerini müşterilere sunduğunu, müşterilerin de bu sigorta poliçelerinden hangisini kendisine uygun bulur ise o poliçeyi satın aldığını, bu şekilde aracılık yapılan poliçelerden, aracılık yapan acentelerin, sigorta şirketinin belirlediği ve acente ile anlaştıkları prim üzerinden ücretini aldığını, ancak davacının davalıdan bir sigorta şirketinin belirli bir teminat için belirli bir prim ile düzenlediği poliçelerini satın almadığını, davacının kendi yaptığı ihale ile kendi belirlediği prim fiyatları üzerinden teminat(güvence) hizmeti poliçesi satın aldığını, davacının sigorta poliçelerini üreten sigorta şirketlerinin poliçelerini araştırarak, kendileri bir ihale prim fiyatı (güvence satın alma bedeli) belirlediğini, bu bedel üzerinden açık ya da kapalı artırma, eksiltme, pazarlık vb. ihale yollarından biri ile | satın alma yoluna gittiğini, davacının ihaleye katılanların teliflerini bu ölçüt üzerinden uygun olup olmama yönünde değerlendirdiğini, davacının da ihale şartnamesi düzenleyerek ilan ederek ve aynı şekilde ihale yaptığını ve bu ihalenin de daha önce yaptıkları piyasa araştırması, yani ölçüt alacakları poliçe prim fiyatları ile teminat tutarları üzerinden, ihale komisyonu olarak tekliflerde aldıkları prim fiyatları tekliflerini değerlendirerek, kendilerinin uygun buldukları teklif hangisi ise, bunu ihale prim bedeli olarak davacının komisyonunun belirlediğini, davacının da prim fiyatlarını bu şekilde belirlediğini, davacı adına komisyonun uygun gördüğü teklifin hemen kesinleşmediğini, ikinci aşama incelemeye tabi olduğunu, ihale komisyonunun belirlediği teklifin kurum amiri ya da adına yetkili ihale yetkilisi tarafından da uygun görülmesi halinde, ancak o zaman, uygun görülen prim fiyatları üzerinden ihale yapıldığını, bu ikili aşamadan sonra dahi, yani kurum ihale komisyonu ve sonrasında ihale yetkilisi tarafından bu inceleme ve onay sürecinden sonra da, özel bir ihale iptal usulü olduğunu, kurumun ihalenin kimde kaldığını tüm katılanlara bildirmek durumunda olup, ihale kimde kaldı ise belirlenen sürede bu bildirimde bulunmayarak ihalenin feshi yoluna gidebileceğini, bütün bu süreçlerden sonra, ihaleyi yapan kurumun ihaleyi hangi katılımcıya vermeyi uygun görür ise ihalede belirlenen prim fiyatları, teminat tutarı ve ihale kapsamındaki araçları gösterir şekilde hizmet alım sözleşmesi düzenleyeceğini, ihale şartnamesi ve sözleşmenin tüm hükümleri incelendiğinde poliçelerin taşıdığı teminatlar için ödenecek prim miktarlarının ihaleyi yapan davacı tarafından belirlendiğini, poliçeleri düzenleyen sigorta şirketinin poliçe için talep ettiği primlerin, davacı ile davalı müvekkili arasında belirleyici olmadığını, davacının, davalının poliçe prim fiyatlarından yüksek prim tahsil ettiği şeklindeki iddiasının, yerinde olmadığını, poliçe prim fiyatlarının, davacı tarafça düzenlenen ve onaylanan ihale şartnamesi ve sözleşmesi ile sabit ve taraflar için bağlayıcı olduğunu, yani, davacı tarafın hem şartnamesinde ve hem de sözleşmesinde yer aldığı üzere poliçelerdeki satış primleri değil, ihalede kendilerince belirlenen ve onaylanan pirim fiyatlarının esas olduğunu, hiçbir ihale katılımcısı tarafından davacının belirlediği prim miktarlarına müdahalenin söz konusu olmadığını, davacının, ihale ve sözleşme şartları ile hem 4734 ve 4735 sayılı Kanunlar ve hem de genel hukuk kuralları gereği, satın aldığı hizmetin bedelini, kendi belirlediği ve onayladığı prim fiyatlarından ödemek zorunda olduğunu, sigorta şirketlerinin, poliçe prim fiyatlarını aracı müvekkilinden talep etmesi ve ihale prim fiyatlarına karışmamasının, bu prim fiyatlarını poliçeye yansıtmamasının kendi bileceği iş olduğunu, davalının, sigorta şirketlerinin poliçe prim bedellerini ödeyerek poliçeleri satın aldığını, davacıya devrettiğini, davalının davacı ile anlaştığı primler üzerinden davacıdan prim alacak olduğuna göre sigorta poliçelerini neden kendisinde tutsun da, poliçelerin yerine bilgisayar çıktıları düzenleyerek davacıya versin, sigorta şirketlerine, poliçelerinde talep ettikleri prim fiyatlarından bedelini ödeyerek alan davalının bunları kendisinde neden tutacağını, bir yararı olmayacağını, bu halde, kendi ihale fiyatları ile düzenlenmiş poliçe örneklerini ya da listesini dosyasına koymak isteyen davacının kendisi olduğunun açık olduğunu, davacının komisyon üyeleri ve ihale yetkilisinin elbette ihale prim fiyatı ile poliçe prim fiyatının aynı olmadığını bildiğini, davacının poliçelerdeki prim fiyatları ile poliçe düzenlettirecek olsa idi ihale açmasına gerek olmadığını, eğer ihale yapmak zorunda ise ve poliçe prim fiyatlarının ihale için bir belirleyiciliği var idi ise, o zaman ihaleye poliçe fiyatları ile çıkmaları ve açık eksiltme veya kapalı zarf teklif yöntemi ile ihaleyi yapmaları gerekeceğini, davacının ihale taban fiyatı belirlemek için kurum yararını gözeterek, öncelikle sigorta şirketlerinden poliçe prim limitlerini araştırmaları gerektiğini, davacı komisyon ve ihale görevlilerinin ihalede belirlenen prim fiyatları ile sigorta poliçelerinin fiyatlarını sigorta şirketlerinden sorması veya tramer'den bakması gerektiğini, kendi özel araçlarına aynı tür poliçe düzenleterek satın alırken sigorta şirketlerinin poliçe prim fiyatlarını dikkate alıyor iken yetkilisi ve görevlisi oldukları kurumun araçları için poliçe prim limitlerinin üzerinde primlerle ihale yapmalarının usulen yasaya uygun olabildiğini ancak esas olarak yasanın amacına uygun olduğu hususunda davacı açısından ancak Sayıştay yargılaması ile veya adli mercilerce yapılabilecek bir ceza yargılamasında ortaya çıkacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "... Dava, sigorta aracılık sözleşmesi hükümleri gereğince, davalı tarafından çeşitli sigorta şirketlerinden tedarik edilen poliçelerdeki primlerin gerçeğe aykırı şekilde değiştirilmesi neticesi ortaya çıktığı söylenilen zararın tazmini talebine ilişkindir. Mahkememizce görevsizlik kararı verildiği, istinaf başvurusu üzerine "Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin 5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 2/1-b ve d. maddesinde düzenleme bulan sigorta aracılığı/brokerliğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, davalı aracının/brokerin sözleşmeden doğan yükümlülükleri ihlal ettiği iddiasına dayanmaktadır. Uyuşmazlık bu haliyle sigorta hukukunu ilgilendirmektedir. Sigorta hukuku temel olarak TTK'da düzenlenmiştir. Bu nedenle uyuşmazlık TTK 4/1.a maddesi uyarınca mutlak ticari dava olup davaya bakma görevi Asliye Ticaret Mahkemesine aittir." gerekçesiyle kararın kaldırıldığı ve mahkememizin işbu sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.Bilirkişi incelemesi sonucunda; Hizmet Alım Sözleşmesinin 97 araç için düzenlenecek sigorta poliçelerini kapsamakta olup ihale bedeli toplamına ilişkin sözleşmenin KDV hariç 711.125,00 TL olduğu, sözleşme ekinde belirtilen ihaleye konu araçlardan 78 adedinin sigortasının yaptırılmış olup ihaleye giren ve davalıya yansıtılan poliçelerin bedelinin 563.650,-TL olduğu, 21.11.2016 tarihinde alındığı için 2017 ihalesine girmeyen 2 Adet araç için de toplam değeri 32.600,00TL’lik sigorta yaptırılmış olduğu, toplam 80 araç için davalı yana (563.650,-TL+32.600,-TL) 596.250,00-TL Hak ediş hesaplandığı, davacı tarafından, davalıya toplam hak ediş tutarı 596.250,00TL üzerinden damga vergisi düşümü yapılarak toplam tutarı 590.597,55 TL olarak çeşitli tarihlerde çek ve EFT ile ... Bankasından ödenmiş olduğu, hak ediş bedeli olarak davalı yana 596.250,00-TL ödenmiş olmasına rağmen, ilgili sigortalar tarafından düzenlenen gerçek poliçe değerleri toplamının 138.638,36 TL olduğu, davacı tarafından davalı yana, gerçek poliçe değerlerine göre 457.611,64 TL (596.250,-TL-138.638,36TL) fazla ödeme yapmış olduğu, dava konusu ...Plakalı araç için ... Sigorta tarafından düzenlenen ... Numaralı gerçek poliçe için ödenmesi gereken tutarın 7.033,61 TL olması gerekirken, davacıya sunulan aynı numaralı ekstra bir poliçenin 17.700,-TL olarak, I.Hakediş Bedeli olarak hesaplanıp 87.450,-TL’lik değer üzerinden yapılan ödemenin içinde yer almış olduğu, davacı yanın işbu poliçe nedeniyle davalı yandan (17.700,-TL-7.033,61TL) 10.666,39 TL alacağının olduğu, dava konusu, ... Plakalı araç için ... Sigorta tarafından düzenlenen ... Numaralı gerçek poliçe için ödenmesi gereken tutarın 5.066,44 TL olması gerekirken, davacıya sunulan aynı numaralı ekstra bir poliçenin 19.900,-TL olarak, 6.Hakediş Bedeli olarak hesaplanıp 54.450,00-TL’lik değer üzerinden yapılan ödemenin içinde yer almış olduğu, davacı yanın işbu poliçe nedeniyle davalı yandan (19.900,-TL-5.066,44TL) 14.833,56 TL alacağının olduğu, dava konusu, ... plakalı araç için ... Sigorta tarafından düzenlenen ... Numaralı gerçek poliçe için ödenmesi gereken tutarın 842,75 TL olması gerekirken, davacıya sunulan aynı numaralı ekstra bir poliçenin 5.700,00-TL olarak, 5.Hakediş Bedeli olarak hesaplanıp 53.900,-TL’lik değer üzerinden yapılan ödemenin içinde yer almış olduğu davacı yanın işbu poliçe nedeniyle davalı yandan (5.700,-TL-842,75TL) 4.857,25 TL alacağının olduğu, davacı yanın, dava konusu işbu 3 poliçe için davalı yandan toplam (10.666,39TL+14.833,56TL+4.857,25TL) 30.357,20 TL alacağının bulunduğu, davalı sigorta acentesinin davaya konu her bir poliçe için, 2 farklı poliçe düzenlediği, yüksek primli poliçenin ... Sigorta A.Ş kayıtlarında yer almadığı, bu nedenle davalı sigorta acentesinin haksız menfaat sağladığı tespit edilmiştir. Bilirkişi raporuna davalı tarafın itirazları üzerine ihale alanında uzman bilirkişiden de rapor alınmış olup davacı yanın dava konusu iş bu 3 poliçe için davalı yandan toplam (10.666,39 TL + 14.833,56 TL + 4.857,25TL) 30.357,20 TL alacağının bulunduğu belirtilmiştir. Sözleşmenin 30. maddesinde; Yüklenicinin Ceza Sorumluluğu "İş tamamlandıktan ve kabul işlemi yapıldıktan sonra tespit edilmiş olsa dahi 4735 sayılı Kanunun 25 inci maddesinde belirtilen ve Türk Ceza Kanununa göre suç teşkil eden fiil veya davranışlarda bulunan Yüklenici ile o işteki ortak veya vekilleri hakkında Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre ceza kovuşturması yapılmak üzere yetkili Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu kişiler hakkında bir cezaya hükmedilmesi halinde, 4735 sayılı Kanunun 27nci maddesi hükmü uygulanacağı belirtilmiştir. Davalı Sigorta Acentesinin davaya konu her poliçe için 2 farklı poliçe düzenlendiği, yüksek primli poliçelerin sigorta kayıtlarında yer almadığı bu nedenle davalı sigorta acentesinin haksız menfaat kazandığı, 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 25. Maddesinin b) bendinde sözleşmenin uygulanması sırasında “Sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.” İlgili maddenin d) bendinde “Taahhüdünü verine getirirken idareye zarar vermek.” yasak fiil ve davranışlar içerisinde sayıldığı ve hüküm altına alındığı, yüklenici Davalının 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun 25. Maddesinin b ve d bentleri hükümleri gereğince sahte belge düzenleyerek kamu zararı oluştuğu, ceza mahkemesi kararının kusurun varlığı ve zarar miktarının belirlenmesi konusunda hukuk hakimini bağlamayacağı (H.G.K. 10.12.1975 T. E.11-406 K, 25.11.1983 T. E.4-261, K.1220) da dikkate alınarak mahkememizce alınan raporlara, dosya içeriğine, sözleşme içeriğine göre davanın kabulüne karar verilmiştir." gerekçesiyle davanın kabulü ile 30.357,20TL'nin dava tarihi olan 12.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece davalının ve bilirkişilerin talebi doğrultusunda ihale dosyasını getirtmediğini, soruşturma ve yapılması gereken yasal işlemler yönünde bir karar vermediğini, mahkemenin, kanunen zorunlu olarak ve öncelikle sorumlulara rücu etmesi gereken idarenin bir zararı var ise, bu zarar için görevini yerine getirip getirmediği ve rücu edip etmediğini, rücu etti ise tahsil edemediği kalan zararının miktarını sorması gerekir iken, bu yöndeki davalı taraf savunma ve talebini görmezden geldiğini, gerekli ve yeterli soruşturma ve inceleme yapmayan mahkemenin kararının hukuka ve hem HMK'na, hem Kamu İhale Kanunu'na aykırı olduğunu, mahkemece, davalının, sigorta poliçesi düzenlenerek ihaleye girilmiş gibi karar verdiğini, oysa poliçelerin ihaleden sonra uygun görülen ve belirlene liste halinde davalıya verilen plakalara poliçe düzenlendiğini, dava konusu poliçeler ile ihale için öncesinde belirlenen tahmini poliçe fiyatların ilgisi olmadığını, davacının yetişmiş uzman elemanlarının muhammen bedel araştırması yapıp bedel belirlediğini, uygun fiyat bulunmazsa ihale iptal edebileceğini, ihale ve poliçe tarihlerinde poliçe fiyatlarının serbest olduğunu, dosyadaki tüm dilekçelerinde ayrıntılı açıklamaları bulunduğunu, bunları tekrar ettiklerini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasın ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, sigorta aracılık hizmeti alınmasına dair sözleşme gereği davalının haksız yere fazla bedel tahsil ettiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; bu karara karşı, davalı vekilince, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülmüş olan istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili; müvekkiline ait araçların 2017 yılı zorunlu trafik sigortasının yapılması konusunda davalı ile yapılan hizmet alım sözleşmesi kapsamında, dava konusu üç adet araca ilişkin olarak davalının farklı sigorta firmalarından düzenlediği sigorta poliçelerinde müvekkilince ödenecek/ödenen sigorta prim kısımlarını değiştirerek müvekkiline tahrif edilmiş ve yüksek bedelli poliçeleri teslim ederek ve poliçeler üzerindeki rakamları değiştirerek müvekkili idareye tahrif edilmiş poliçeleri teslim ettiğini, bu şekilde davacıdan fazla ve haksız bedel tahsil ettiğini ileri sürerek, fazla ödenen miktarın faizi ile iadesini talep etmiştir. Davalı vekili ise; sözleşmedeki teklif listesinde araçlara ilişkin poliçe prim fiyatları ile teminat tutarlarının davacının ihale komisyonu tarafından belirlendiğini, davacının üyeleri ve ihale yetkilisinin ihale prim fiyatı ile poliçe prim fiyatının aynı olmadığını bildiğini, davacının poliçelerdeki prim fiyatları ile poliçe düzenlettirecek olsa idi ihale açmasına gerek olmadığını, sözleşmede belirlenen prim fiyatlarının belirlenmesinde davalının bir dahli olmadığını savunmuştur. Dosya kapsamının incelenmesinde; davacı ... tarafından 2017 yılı için belediyeye ait 97 adet aracın zorunlu trafik sigortalarının yapılması işi için ... ihale kayıt numaralı, açık ihale usulü ile 15.11.2016 tarihinde ihale düzenlendiği, ihalenin davalı üzerinde kalması ile taraflar arasında 22.12.2016 tarihli ve 01.01.2017-31.12.2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere hizmet alım sözleşmesi imzalandığı, 5.maddede sözleşmenin konusunun ve işin tanımının, davacı belediyeye ait 97 aracın zorunlu trafik sigortalarının yapılması işi olarak belirtildiği, 6.maddede sözleşmenin birim fiyatlı olduğu, idare yani davacı yanca hazırlanmış cetvelde yer alan her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için yüklenici yani davalı tarafından teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan tutarların toplamı olan 711.125,00 TL bedel üzerinden akdedildiğinin belirtildiği, yine aynı maddede, yapılan işlerin bedellerinin ödenmesinde, birim fiyat teklif cetvelinde yüklenicinin ve sözleşme bedelinin teklifinde kullanılan birim fiyatlar ile varsa sonradan genel şartnamenin 37. maddesine göre tespit edilen yeni birim fiyatların esas alınacağının düzenlendiği, sözleşmenin 2, 3 ve 4. sayfalarında davacıya ait 97 adet aracın plakalarının, teklif edilen birim fiyatının ve tutarının yer aldığı bir tablonun bulunduğu, bu tabloda dava konusu ... plakalı aracın teklif edilen birim fiyatının 17.700,00 TL, ... plakalı aracın teklif edilen birim fiyatının 5.700,00 TL, ... plaklı aracın teklif edilen birim fiyatının ise 19.900,00 TL olduğu, tüm araçlara ilişkin toplam teklif edilen birim fiyatının 711.125,00 TL olduğu görülmektedir. Davacının iddiası; dava konusu edilen ... plakalı aracın davalının aracılık hizmeti ile ... Sigorta AŞ nezdinde ... no'lu poliçe ile 7.033,61 TL bedelle sigorta edilmesine rağmen aynı poliçenin ödenecek prim tutarı kısmının 17.700,00 TL olarak, ... plakalı plakalı aracın davalının aracılık hizmeti ile ... Sigorta AŞ nezdinde ... no'lu poliçe ile 842,75 TL bedelle sigorta edilmesine rağmen aynı poliçenin ödenecek prim tutarı kısmının 5.700,00 TL olarak yine dava konusu ... plakalı plakalı aracın davalının aracılık hizmeti ile ... Sigorta AŞ nezdinde ... no'lu poliçe ile 5.066,44 TL bedelle sigorta edilmesine rağmen aynı poliçenin ödenecek prim tutarı kısmının 19.900,00 TL olarak düzenlenerek kendisine sunulduğu ve araçların gerçek sigorta prim bedeli ile davalı yanca sözleşmedeki teklif edilen birim fiyatı üzerinden düzenlenip gönderilen poliçedeki prim fiyatı arasındaki farkı davalının haksız tahsil ettiği ve iade ermesi gerektiği şeklindedir. Sözleşme ile davalının, davacıya ait olan ve sözleşmede belirlenen araçların 2017 yılında zorunlu trafik sigortalarının yapılması konusunda aracılık ettiği, araçların davalının aracılık faaliyeti sonucunda zorunlu trafik sigortalarının dava dışı sigorta şirketleri nezdinde yapıldığı ve poliçeler düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu bilgi ve tespitler ışığında somut olaya bakıldığında, her ne kadar mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de mahkemece eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiği görülmektedir. Şöyle ki; Yukarıda bir kısım maddelerine yer verilen ve taraflar arasında ihale sonucunda imzalanan sözleşmede, davacıya ait 97 adet aracın plakalarının, teklif edilen birim fiyatının ve tutarının yer aldığı, teklif edilen birim fiyatları toplamı olan 711.125,00 TL'nin sözleşme bedeli olarak yer aldığı görülmektedir. Öncelikle, mahkemece, davalının, her bir araç için sözleşmede teklif edilen birim fiyatı altında bir prim bedeli ile poliçe düzenlemesi hâlinde de sözleşmede teklif edilen birim fiyatını hak edeceği yönünde bir düzenleme bulunup bulunmadığının araştırılmadığı görülmektedir. Bir diğer deyişle, davalının bir araç için sözleşmede teklif edilen birim fiyatının altıda poliçe düzenletmesi hâlinde aradaki farkı mutlaka hak edip etmeyeceği, bu farkın davalıya ödenip ödenmeyeceği konusunda sözleşme ve ekleri üzerinde mahkemece inceleme yapılmaması eksik ve hatalı olmuştur. Bu nedenle mahkemece öncelikle, sözleşmenin 8. maddesinde, sözleşmenin eki olduğu belirtilen hizmet işleri genel şartnamesi, idari şartname, sözleşme tasarısı, birim fiyat tarifeleri, özel teknik şartname, teknik şartname ve açıklamalardan oluşan ihale dokümanının tamamının getirtilerek bu hususun araştırılması gerekmektedir. Öte yandan, sigorta sektöründe somut olaydaki gibi bir kamu ihalesi yoluyla sigorta yapılması şekilde hizmet alımının olup olmadığı, varsa bu konudaki genel uygulamanın nasıl olduğu konusunda bir araştırma yapılmadığı görülmektedir. Bu kapsamda, HMK'nın 31.maddesi uyarınca mahkemece; sigortayı yapan sigorta şirketlerinin otomasyon sistemlerinin, aynı sigortaya ilişkin farklı prim tutarları içeren iki farklı poliçe düzenlenmesine nasıl izin verdiği, bu farklı poliçelerin nasıl üretilmiş olduğu, diğer bir deyişle bu farklı poliçelerin sigorta şirketlerinin acente ya da aracılarının kullanımına sunduğu sistemden mi üretildiği, haricen sahte olarak mı üretildiği konularında sigorta şirketlerinden açıklama istenerek meselenin aydınlatılması gerekirken b.u konuda bir araştırma yapılmadan karar verilmesi de usule aykırı bulunmuştur.Yine davacı, davalının kendisine sunduğu ve farklı prim bedellerinin yer aldığı poliçelerde tahrifat yapıldığını, sahte olarak düzenlendiğini ileri sürmekte olup, davalı hakkında bu konuya ilişkin bir ceza soruşturması veya kovuşturması bulunup bulunmadığının da taraflara sorulmadığı görülmektedir. Açıklanan bu gerekçeler doğrultusunda, HMK 353/1.a.6. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK'nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, 2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin karar harcının, talep hâlinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 4-Davalı tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair; HMK'nın 353/1.a maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14.11.2024