ESER SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANAN BAKİYE İŞ BEDELİ ALACAĞININ TAHSİLİ İSTEMİYLE BAŞLATILAN İLÂMSIZ İCRA TAKİBİNE VAKİ İTİRAZIN İPTÂLİ İLE TAKİBİN DEVAMI VE %40 ORANINDAN AZ OLMAMAK ÜZERE İCRA İNKÂR TAZMİNATININ TAHSİLİNE İLİŞKİN KARAR

T.C.

Yargıtay

15. Hukuk Dairesi

Esas No:2014/2305

Karar No:2015/814

K. Tarihi:18.2.2015

Mahkemesi     :Ticaret Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

- K A R A R -

Uyuşmazlık, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine vaki itirazın iptâli ile takibin devamı ve %40 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın, davalı yüklenici ........... bakımından kabulüne, %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, davalı iş sahibi ............ bakımından reddine, %40 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline dair verilen karar, davacı taşeron vekilince süresinde temyiz edilmiştir.

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; İcra ve İflas Kanunu'nun 67/II. fıkrasında “... takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi halinde alacaklının, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre red veya hükmolunan meblağın %20'sinden aşağı olmayan uygun bir tazminata mahkum edilir. hükmü yer almaktadır. Bu hüküm gereğince itirazın iptâli davasının reddi halinde alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takipte haksızlığın yanında kötüniyetli olması ve diğer tarafın da tazminat talebinde bulunması zorunludur. Eldeki davada davalı iş sahibi ............ davacının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulması talebinde bulunmuş ise de, alacaklının takipte kötüniyetli olduğu dosya kapsamına göre kanıtlanamamıştır. Bu halde mahkemece koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yanlış değerlendirme ile davacının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olmuştur.

Öte yandan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/II. maddesinde “... davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur. düzenlemesine yer verilmiştir. Buna göre davalı iş sahibi ............ yönünden akdî ilişki bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğinden davalı iş sahibi yararına hükmedilmesi gereken avukatlık vekâlet ücreti tutarı maktu 1.320,00 TL olmaktadır. Ancak somut olayda mahkemece avukatlık ücret tarifesinde belirlenen bu miktar gözetilmeksizin 27.064,55 TL'ye hükmedilmesi isabetli olmamıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekirse de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın 6100 Sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 Sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile, kararın hüküm kısmının (B) bendinin 2 numaralı fıkrasının tamamının karardan çıkartılarak yerine “koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine cümlesinin eklenmesine, (B) bendinin 3 numaralı fıkrasında yer alan “27.064,55 TL nispi kelime ve rakamlarının karardan çıkartılarak yerine “1.320,00 TL maktu kelime ve rakamlarının eklenmesine, kararın değiştirilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

İlgili Maddeler

HUMK 438/VII Madde